30 Haziran 2015 Salı

Benim Diğer Yüzüm

Bugün biraz kitaplar ve yazarlık hakkında konuşmak istiyorum. Bu aralar birkaç tane kitap bitirdim ve genelde deneme türünü tercih ettim. Ahmet Batman'dan sonra sevdiğim bir tür oldu. Yazarın üç kitabını da bitirdim ve devamı gelirse ilk alacağım kitaplardan biri olur kesinlikle.

Ezgin Kılıç'ın Senden Sonra kitabı da beğendiğim bir deneme oldu. Denemelerde Ahmet Batman'dan kalma bir alışkanlığım var, beğendiğim cümlelerin altını çiziyorum. Senden Sonra da baya çizgiler çektiğim bir kitap oldu.

İnternette bir iki sözünü gördüğüm ve arka kapak yazısını okuduğumda ilgimi çeken İlk Acım Değilsin kitabı da beklentimin altında çıktı. Öyle bir arka kapak yazısından sonra çok beklentiye girmiştim. Ancak çok da bayılmadım diyebilirim, belki de bana çok hitap etmemiş olabilir.

James Mcquire'den Bela serisini okumayanlar varsa kesinlikle önermekteyim. Tatlı Bela ve ardından gelen Ayaklı Bela'yı önceden okumuştum. Serinin üçüncü kitabını tesadüf eseri gördüm ve meraklanıp aldım. Şunu söylemek isterim ki Tatlı Bela kitabını ödünç alıp okumuştum, o yüzden birebir karşılaştırma yapma şansım olmadı. Ama Ayaklı Bela'yı hikayeyi hatırlamak amacıyla tekrar okudum ve aşık oldum. O kadar beğendiğimi hatırlamıyorum ama ikinci okumamda gerçekten bayıldım. Üçüncü kitap Belalı Düğün ise diğerlerine oranla ince bir kitap. Hatta hisler anlatılmak yerine sadece olaylar anlatılsa çok daha kısa olabilecek bir kitap. Ama hoş. Ben seriye bayıldığımdan mı bilinmez ama okumanızı şiddetle tavsiye edebilirim. Belki kitapların konuları okunduğunda önce ikinciyi okumak gibi bir şey aklınızdan geçebilir ama ilkini okumadan ikinciyi tam anlamıyla anlayamaz, kitabın ana karakterlerinin birinden boşuna nefret etmiş olursunuz. Farklı kişiler açısından anlatılan ortak bir hikaye bu. Kitabı almak isteyenler, kitap isimlerine tıklayarak, benim de kitaplarımı aldığım ve piyasadan daha ucuz olan bu siteye ulaşabilirler:

1)Tatlı Bela

2)Ayaklı Bela

3)Belalı Düğün

Okuduğum bir kitap daha var; Ruhunu Satan Kadın. Onunla da internet aracılığı ile tanıştım ve internetteki sözlerine bakıp deneme olduğunu düşündüğüm bir kitap. Ama kitap elime ulaştığında sayfalarını açtım ve çok şaşırdım. O gece ilk bir iki sayfasını okuyup bıraktığımı hatırlıyorum. Sonra bir bakayım nasılmış diye elime aldığımı ve bir daha bırakamadığımı. Kitap o kadar güzeldi ki. Anlatılan hikaye gerçekten okunası sevilesi cinsten. Ama sevimli pamuk şeker tadında hikaye sevenler okumamalı bence çünkü kitabı okudukça içinizdeki acılar ortaya çıkıyor. Biraz can yakan bir kitap. Ama ben severim böyle kitapları, bana daha gerçek geliyor böyleleri. Altını çizdiğim çok söz var ama aralarında bir tanesi aşık olabileceğim cinsten;

'Çok severdi sigarasını. Yaktığı her şeyi çok severdi, beni neden sevmedi anlamadım.'

Kitabı almak isteyenlere linkim.

*  *  *

Kitaplardan sonra bahsetmek istediğim konu ise yazarlık. Bir kısmınız biliyordur belki, Wattpad diye bir uygulama var. İster bilgisayarınızdan sitesine giriyorsunuz, isterseniz de bunu kolaylaştırarak Wattpad uygulamasını tablet veya telefonunuza indirebiliyorsunuz. Google Play'de uygulamalara bakarken tesadüfen denk geldiğim ve bırakamadığım bir uygulama Wattpad. Online hikaye uygulaması. Bilindik hikayelerin olmadığı, sizin bizim gibi yazarların hikaye yazdığı bir uygulama. Wattpad'de keşfedilip kitap çıkaran ve profesyonel yazarlığa adım atmış birçok kişi var. Mesela Karanlık Lise serisinin yazarı Alya Öztanyel bunlardan biri. Kitabını okumadım ama çok beğeneni var.
Süper Dadı

Kitabını daha yeni çıkarmış sayılan ve Wattpad'de okuduğum için kendimi şanslı saydığım bir yazar var, Süper Dadı kitabının yazarı Betül Güçlü. Bu arada onun da piyasaya sürülmüş halini okumadım ama çok sevimli, eğlenceli, pamuk şeker gibi bir hikayesi var. Üstelik yazarın çok daha güzelleştirerek piyasaya sürdüğüne eminim. Bence okumalısınız, okumaya değecek tam yaz gününde okunacak bir kitap.
      
Şimdiyse Wattpad'de tubutubu adıyla bilinen Tuğçe Aksal'ın kitabı Tecavüz'ün çıkmasını beklemekteyim. Kitabın isminden dolayı sürekli +18 sanılmasından pek bir muzdaripti canımız yazarımız.  Ama kesinlikle değil. Valla değil. Hatta o kadar güzel bir hikayesi var ki. Tamam ismiyle ilgisi var hikayenin tabi ama +18 değil. Wattpad'de şimdi hikayenin dördüncüsüne geçmiş durumda tubutubu. Tamamlanmış diğer üç kitabı hızlı hızlı okumamak için kendimi zor tuttum. Sindire sindire hatta bazen telefonumdan uzaklara atıp kendimi öyle okudum. Çok da sevdim. Her kitapta daha da güzelleşiyor. Zaten maşaallah çok geniş olan hayal gücü öyle bir noktaya gidiyor ki, ben şaşırıyorum her kitapta. Yazım dili ilk kitabın üç beş katı oldu resmen dördüncüde ve piyasaya yeni sürülecek olmasına bu yüzden çok seviniyorum. Düzenlenmiş ve gerçekten geliştirilmiş bir kitap gelecek önümüze kesin. Daha kitap çıkmadan söylüyorum, gidin alın okuyun. Bu derece güvenim tam.

 

Bana gelirsek; sadece hikaye mi okuyorum açıp? Tabi ki hayır. Yazarak kendimi ifade eden kişiliğim ve bana fazla gelen hayal gücüm yüzünden ben de Wattpad'deyim. Kullanıcı adım: "SevvalMercansever". Henüz keşfedilmedim, hikayelerimden birinin bin görülmesi var ama oyları çok düşük. Fantastik bir hikayeyle başladım Wattpad yolculuğuma; FORcLARET, eski adıyla STRONG&BLOOD. Bir vampir hikayesi ve ilk zamanlar seve seve yazdığım, üniversite sınavı dönemi nedeniyle yarım bıraktığım, son zamanlarda geri döndüğüm bir hikaye. Klasik vampir hikayesi değil, girin okuyun beğenmezseniz de bir yorum atın sebebine dair en azından. Kendimi o yönde geliştirmeye çalışırım ben de. Diğer hikayeye ise yeni başladım. O fantastik değil, ben gibi benim gibi bir hikaye. Adı Dünya. Onu çok daha bir severek, hevesle yazıyorum çünkü onda diğeri gibi özel bir kurgu gerekmiyor. Kendimi anlatır gibiyim onda. Her neyse okuyun bence. Bir şans verin çünkü iyi yazdığımı söyleyen kişiler oldu çevremde. Sevgiler saygılar efenim.

2 Haziran 2015 Salı

TV: Herkes Gider Mi? Giden Döner Mi?



2015 yazına sonunda geldiğimize üzüleceğimi düşünmezdim. Yazı çok sevsem bile izleyecek bir şey bulamayacak olmam canımı sıkıyor işte. Bu yıl deli gibi hiçbir diziyi takip etmedim ("Friends" dışında) ama sonuçta tabi ki oturup da siyah televizyon ekranına bakmadık hiçbirimiz. Şeref Meselesi hakkında bir yazı yazmayı çok istiyorum ama bunun için azıcık daha kafamı toplamalıyım malum Bürsin'in Amerika'ya döneceği haberleri hatta röportajları bile bulunmakta. Döndü mü bu arada? Ne zaman döneceğini bilmiyorum ama eminim haberini alırız, o gittikten sonra. Hiç gitmesin isterdim ama daha da iyi dönecekse neden gitmesin ki? Şeref Meselesi güzel bir başlangıçla gitmiş, bir iki bölümde uzadı ya dememize kalmadan olayları hızlandırıp bizi şok etmiş, -(Spoiler!!!) bir de dizinin güzeller güzeli Sibel'ini öldürerek hatta bununla da yetinmeyip finalde Yiğit Kılıç'ı onun yanına göndererek- beni hönküre hönküre ağlatmış yegane bir dizidir. Ah canım Şeref Meselesi. Dizi tarihinin en güzel dizilerinden biri olarak aklımda kesinlikle kalacaksın.





Gelelim Bana Baba Dedi'ye. Çok sevdim nedendir bilinmez. O adamları 8 yıldır tanıdığımdan ailem gibi hissettiğimden mi yoksa gerçekten sevimli bir dizi olduğundan mı bilemiyorum. Ama gerçekten sevdim. Gülme efekti olayından nefret ederdim eskiden. "Ben nerede güleceğimi bilmiyor muyum?" derdim ama "Friends" sağolsun o duygumu yok etmeyi başardı. Su bebeğe (Su Demirci) bayıldım. Bora'ya (Eser Yenenler) bazen sinir oldum ama yaptığı küçücük bir şeyle onda şeytan tüyü olduğunu kanıtlamayı başardı, tıpkı Eser gibi. Cüneyt daha doğrusu Cücü (İbrahim Büyükak) tipik bir abi ve arkadaştı her zaman insanı koruyup kollayacak. Macit Başkan (Cezmi Baskın) klasik rollerinden usta oyuncunun, sinirli aile babası. Rafet (Ersin Korkut) ve karısı Şükran'ın (Gülsüm Alkan) aşk(!) ve kahkaha dolu ilişkileri insanı bazen boğsa da onu bile hareketlendirebilmişler. Canan (Burçin Abdullah) ve Ayşen (Gözde Mutluer) de dizinin tatlı güzellerinden, renk katmışlar. Zeo (Zeo Jaweed) dizide olduğuna çok sevindiğim bir karakter ayrıca, dizi devam ederse ondan birkaç şarkı dinleyebiliriz diye umuyorum.


Didem (Yağmur Tanrısevsin) zaten Güneşi Beklerken'den beri sevdiğim, güzeller güzeli bir genç bayan tarafından oynanmakta ve Yağmur bu rolü gerçekten bence oynayabilecek yegane kişi olmuş. Dizinin başrol karakteri Kaan (Oğuzhan Koç) ise zaten benim için hakkında yorum yapamayacağım kadar önemli. 8 yıl olmuş dile kolay ben onu televizyonda göreli. Oğuzhan Koç her zaman benim için ÇGHB'nin en sevdiğim oyuncusu oldu çünkü. Yağmur'la çok yakışmışlar, bu çift olmuş dedim. Güzel bir ikili oldular, hem kamera önü hem kamera arkasında -Periscope'ta gördüğüm kadarıyla- çok iyiler. Oğuzhan hala Zeynep'le (Koçak) birlikte mi bilmiyorum ama bir dizi çiftini sevdirmek istiyorsanız aralarındaki uyum en üst düzeyde olmalı bence, ki Yağmur ve Oğuzhan'da da böyle olmuş. Oyunculuk işlerini pek bilemem tabi ki ama kimya denen şey sadece dizi partnerlerinde olmuyor, gerçek hayatta da var olan bir şey bu. Kimyaları tutmuş, çok sevdim.


Mutlu Ol Yeter'i sevdim izledim biraz. Gerçi o da tutmadı kaldırdılar sanırım. Ali Atay ve Aslı Enver arasında bir uyum hissettim ama. Aslı Enver bu tarz bir rolde oynamış mıydı daha önce hatırlamıyorum ama Suskunlar'da tipik bir mahalle kızıydı, sessiz sakin. Burada ise "abi" diye konuşan hem sevimli hem delikanlı bir kız olmuştu. Çok mu çok tatlı. Can ve Zeynep'in aşkını izlemek güzel olurdu aslında, harcadılar diziyi reyting diye. Babür karakteri en çok kime yakışır diye sorsalardı da Ertan Saban aklıma gelmezdi belki ilk seferde, yine de seçeneklerde olsa onu seçerdim tereddütsüz. Sevdiğim bir oyunculuğu var adamın. Ali Atay'ı da özlemişim ekranlarda görmeyi diziyi izlediğimde fark ettim, o mavi gözlerini özlemişim adamın.

Çilek Kokusu
Adı Mutluluk
Başka da izlediğim dizi yok sanırım. Yazın gelecek dizileri bekliyorum sadece. Tam ısınabildiğim bir dizi yok henüz. Yine de Yusuf Çim -yani Tubutubu'nun T hikayesi sayesinde tanıdığım ve ilk zamanlar hep yabancı sandığım adam- Demet Özdemir'le birlikte oynadığı Çilek Kokusu dizisiyle geliyor. Kiraz Mevsimi'ni severim sanıp nefret ettim, umarım bunda da olmaz öyle. Adı Mutluluk'u merak ediyorum, Kaan Yıldırım ve sevgilisi Ezgi Eyüboğlu'nun yine iki sevgiliyi canlandırdıkları bir yaz dizisi. Oyuncular arasında Vine fenomeni Aslı Bekiroğlu da var. Onun dışında şu an tam bilemiyorum ne geldiğini ve dizi dünyasından neler bekleyebileceğimi. Beş Kardeş de geri dönüyor bu ay, sevenlerine duyurulur. Gerçi ben de seviyorum o kafayı. Kardeş Payı'nı bitirdikleri bir sezonu geride bırakmışken o kafanın hala ekranlarda olması mutlu eder bizleri.



Dizi izlemeye diğer güzel aktivitelerden ve bol eğlenceden vakit bulamayacağınız (umarım bende böyle olur), güzel mi güzel bir yaz dileğiyle...